Küçük Gezgin ile Sacramento’yu eski ve yeni şehir olarak
gezmeye karar verdiK. Ne de olsa görülecek yapılacak pek çok şey vardı. Hepsini
bir güne sığdırmaya, koştur koştur gezmeye ne gerek vardı değil mi? Küçük bir
çocukla gezmenin en önemli püf noktalarından biri de bir güne onlarca aktivite koymamaktır
ne de olsa:)
Old Sacramento (Eski Sacramento), şehrin en çok turist çeken
yeri. Tam Sacramento nehrinin kıyısında ünlü Golden Tower Köprüsü’nün hemen yanına
kurulmuş bir şehir.Sacramento şehrinin hatta Kalforniya eyaletinin kurulmaya
başladığı bu noktada nehirden altın çıkarılması buranın zengin işadamlarının
gözdesi haline gelmesini sağlamış ve şehir altın sayesinde hızlıca ticari bir
gelişme göstermiş. İşte bu yüzden de Kalidorniya’nın başkenti olmuş.Ancak şehir
su baskınları ve çıkan yangınlar sonucunda zaman içinde defalarca yeniden
yapılaşmak zorunda kalmış. Eski şehrin sokakları, caddeleri sular altında
kalmış. 1960’lı yıllarda tarihi merkez olarak bizim gittiğimiz “Old Sacramento”
şehri oluşturulmuş. Ehhh tabii yaptıkları bu akıllıca yatırım sonucunda da hem
şehirde yaşayanlar için harika bir ortam hem de yerel ve yabancı turistler için
Sacramento’yu ziyaret etmeleri için bir neden oluşturmuşlar. Bazı binalar
orijinaline sadık şekilde yeniden yapılmışken, kimi binalar da yenilenmiş. Ve
en çok ilgiyi çeken Müzeleri de şehre kondurmayı unutmamışlar.
Yapıların pek çoğu şu anda turistik eşya, yemeye
doyamadıkları vıcık vıcık şekerlemeleri, rengarenk çeşit çeşit uçurtmaları
satan dükkanlar ve güzel restoranlar olarak hizmet veriyor. Bizim Küçük Gezgin
ile en çok dikkatimizi çeken şey ise 1849’da kurulan “Eagle Theatre” oldu ki;
kapısına dayanıp “hiç bu kadar küçük tiyatro olur mu?” diye şaşkın şaşkın içini
görmeye çalıştı.
Old Sacramento’da gezerken at arabalarıyla gezinti yapanlar,
sokak sanatlarıyla etrafı şenlendirenler, çimlerin üstünde piknik yapanlar… Her
şeyi görmek mümkün. Bana kalsa bu şehri, tam bir canlı müze haline getiririm.
Yani biraz binaları yenileyerek yetinmişler. Oysaki burası canlı bir müze haline
getirilmeye inanılmaz müsait. Film seti gibi, koy ortaya o zamanın
kostümleriyle gezenleri, canlandırmalar gerçekleştir bak nasıl daha güzel bir
hale geliyor:) Ama şu gerçeği atlamamak lazım; bir başkentte böyle bir yeri korumak, oluşturmak, yenilemek dına ne derseniz deyin bir cazibe merkezi oluşturmak çok zekice:) Şahsen biz en az bir kez daha gidicez...
Burada California State Railroad Museum (Kaliforniya Eyaleti Demiryolları Müzesi) var ki; oraya kadar gitmişken bu müzeye girmezseniz
çok şey kaçırırsınız. Dışardan sade bir bina gibi gözüken bu yapı içinde
devasal trenleri barındıran inanılmaz bir müze. Müzede demiryolu tarihini
anlatan bir film de yayınlanıyor. Onlarca çeşit tren görebileceğiniz bu müze de
ağzımız bir karış açık gezdik:).
Ben bile bir o tren bir bu tren aval aval gezindim durdum ki siz Küçük gezgin’i
tahmin edin:)
çıldırdı resmen:)
Hangisine binececeğini hangisine bakacağını, ne soracağını şaşırdı garibim:)
Amerika’yı Amerika yapan demir yolları ağları projesiyle tüm ülkeyi demir yollarıyla donatıp, ticaretin ve insan yaşamının nasıl değiştiğini adım adım görmek bu müzede. Sokakta gördüğüm 10 insandan 4’ünün kökeninin İrlanda diğer 6’sının da çinli olmasının nedenini bu müzeye gidince anlamış olduk, çünkü demiryollarında çalıştırılmak üzere İrlanda’dan ve Çin’den binlerce insan getirilmiş. Eeee… Hal böyle olunca ağır şartlar altında çalışan bu işçiler şu anda Kaliforniya Sacramento’da yaşayan pek çok insanın da ataları olmuş tabii… Bu konuda 3 sayfa sosyolojik yazı yazmak isteğiyle doluyum mesleğimden ötürü ama dişlerimi sıkar, gezi yazımı yazmakla yetinirim:)
Amerika’yı Amerika yapan demir yolları ağları projesiyle tüm ülkeyi demir yollarıyla donatıp, ticaretin ve insan yaşamının nasıl değiştiğini adım adım görmek bu müzede. Sokakta gördüğüm 10 insandan 4’ünün kökeninin İrlanda diğer 6’sının da çinli olmasının nedenini bu müzeye gidince anlamış olduk, çünkü demiryollarında çalıştırılmak üzere İrlanda’dan ve Çin’den binlerce insan getirilmiş. Eeee… Hal böyle olunca ağır şartlar altında çalışan bu işçiler şu anda Kaliforniya Sacramento’da yaşayan pek çok insanın da ataları olmuş tabii… Bu konuda 3 sayfa sosyolojik yazı yazmak isteğiyle doluyum mesleğimden ötürü ama dişlerimi sıkar, gezi yazımı yazmakla yetinirim:)
Küçük Gezgin müzeden inanılmaz zevk aldı. Yataklı vagonların içine girdiğinde trenin hareket ediyormuş hissini vermesi, her
vagonda mumyadan yapılmış heykellerle canlandırmalar yapılmış olması, çocuk
müzesi katında ise çocukların trenlerle saatlerce oynayabilmesi bizi orada
saatlerce tuttu tabii:)
Sacramento History Museum (Sacramento Tarih Müzesi) ise Sacramento’nun tüm tarihinin
anlatıldığı, tünellerde yeraltı gezilerinin yapıldığı mutlaka gidilmesi gereken
bir diğer müze. Old Sacramento’da ayrıca trene binerek tarihi Sacramento turu
yapmak, nehirde tekneyle gezi yapmak gibi hem çocukları hem de bizleri oldukça
keyiflendirecek başka aktiviteler de var.
Küçük Gezgin bu eski şehre bayıldı. Tarihi dokusuna,
müzelere, şekerleme dükkanlarına... Her binasına teker teker girdi çıktı. Büyük
bir şehrin ortasında böylesine bir yer bulmak çok hoş bir duygu. İnsan 150 yıl öncesine
gidiyormuş gibi oluyor. Biz müze gezilerimizden sonra çimlere yayılıp
pikniğimizi yaparken Sacramento gençliği de yavaş yavaş Old Sacramento’ya
gelmeye başladı. Bir binanın arasında Rap müzik klibi çekimi yapanlardan tutun,
üstü açık arabalarda saçlarını savura savura gezen kızlardan, Harley
Davidsonları ile gümbür gümbür gezen 70’lik dedelere kadar her türlü aktivite
görmek mümkün oldu aynı cadde üstünde. Böyle renkliliklere, böyle farklılıklara hayran olmamak
mümkün değil... Bizim gibi başka şehirlerden gelenler
yorgunluktan ayakları şişmiş halde dönüş yoluna geçmişken aslında şehir akın
akın buraya geliyordu. “Biz gideriz Mersine millet gider tersine” durumu söz
konusuyken meraktan çatlayıp bir kadına sordum tabii "bir
aktivite mi var" diye ama bu şehrin hafta sonu haliymiş, akşamları şehir genelde
buraya akarmış. Ünlü yengeç restoranının önünde kuyruklar oluşmaya başlamıştı
bile.Demek ki neymiş; bir de burayı akşam gezmek gerekiyormuş... Hemen aldık notumuzu, bir dahaki Sacramento gezimizde Küçük Gezgin ile akşamlara akacağız:))
Diyeceğim o dur ki; Sacramento “aman hadi atlayalım da uçağa
bir Sacramento yapalım” diyebileceğimiz türden bir tatil şehri değil. Ama
Kaliforniya’ya yolu düşenler Sacramento yollarının üstündeyse uğramadan da
dönmesinler tabii… Ama Sacramento’ya gidip de Eski şehiri görmeden dönüyorsan
da Sacramento’yu pek görmüş sayılmasın onu da belirtmeden geçmeyim.
Biz Küçük Gezgin ile Sacramento Old Town (Eski Şehir)’den
çok büyük keyif aldık. İnsanın müzeleriyle dolu dolu neredeyse bir gününü alan
bu şehir, insanı film seti havasında bir ortama sokup geçmişe
götürüyor. Bu deneyimi denemeden dönmeyin, pişman olmazsınız:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder